17 Aralık 2014 Çarşamba

Yorulduk mu ne?

Bazen bu ülke yoruyor insanı. Bazan mi? Aslında her zaman. Yoruyor ve en önemlisi umut arkadan el sallıyor sanki. 
1) Tanıdığım en yaşlı kişiler dedem, annenannem, babaannemdi. Yani yaklaşık 40 sene önce falandı; ne olacak bu memleketin hali derlerdi, hala aynı şeyi söylüyoruz. 
2) Bu kadar yolsuzluk, ekonomide kötü gidişat, cahillik, bayağılık, cinayetler insanı yoruyor, sıkıyor, umutsuzluğun kıyısına getiriyor. Debelen debelen nereye kadar?
3) Bazı fikirlerin, konuların bizler tarafından yani halk tarafından sindirilmemiş olması hayal kırıklığı yaratıyor. Analdınzı siz onu.
4) Mutsuz olduğunuz bir konuyu terk etmeye görün. Onun yerine istenilene, hayali kurulanlara ulaşmak çok zor; yorucu. En azından bu ülkede.
5) Neler olduğunu anlamak ya da anlayamamak çok yorucu.
6) Cahillik ve bayağılıkla savaşmak daha da yorucu. Bilgi olmak da iş hayatında aslında iyi bir şey değil. Çünkü uzaydan gelmiş gibi bakıyorlar; popülizm, sığlık bu dönemin mottoları galiba.
7) Vahşi kapitalizm derdik, en alasını yaşıyoruz. Çok yorucu...Sadece para kazanmak ve moda deyimle farkındalık yaratmak, ki gelecek kuşaklar da onlardan satın alsın.
8) İktidar, cemaat, taşhiyeci, saray, yolsuzluklar, kadın cinayetleri, bavulla bilgi taşıyan gazeteciler...Bunları yaşama mecbur muyuz?
9) Ama iyi tarafı da var. Hiç sıkılmıyoruz. Öyle güllük gülistanlık olsaydı ne konuşurduk? Çok sıkılırdık çok.
10) Haksızlık yapanların da maddi ve manevi olarak kazanmlarını da anlaşılmaz. Bunların başında da işverenler geliyor. Evet daha fazla risk alıyorlar ama haklar konusunda sınıfta kalıyorlar. 
11) Sistem analizi yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile.